İşveren Mali Sorumluluk Sigortası
Meblağ sigortasında, sigortacı, sigorta ettirilen kişinin rizikoya maruz kalması karşısında, somut zarar ne olursa olsun, sigorta sözleşmesinde belirlenen bir tutarı (meblağı) sigorta ettiren kişiye ya da onun gösterdiği üçüncü bir kişiye (lehdara) öder.
Genel anlamıyla Zarar Sigortaları, sigortalı kişinin mal varlığı üzerinde meydana gelen ve para ile ölçülebilen zararların, taraflar arasında yapılmış olan sözleşme itibariyle sigortalı tarafından ödenmesidir.
İşveren Mali Sorumluluk Sigortası, işyerinde meydana gelebilecek iş kazaları sonucunda işverene bir hizmet akdi ile bağlı ve Sosyal Sigortalar Kurumu’na tabi personel veya hak sahipleri tarafından işverenden talep edilecek ve SSK’nın sağladığı yardımların üzerindeki ve dışındaki tazminat talepleriyle yine aynı kurum tarafından işverene karşı iş kazalarından dolayı açılacak rücu davaları sonunda ödenecek tazminat miktarlarını işverenin ödemekle yükümlü olacağı mahkeme masrafları ve avukatlık ücretleri de dâhil toplamı üzere poliçede yazılı teminat limitine kadar teminat altına alınır.
İşveren sorumluluk sigortası genel şartlarının 1. maddesi şu şekildedir: “Bu poliçe, işyerinde meydana gelebilecek iş kazaları sonucunda işverene terettüp edecek hukuki sorumluluk nedeniyle işverene bir hizmet akdi ile bağlı ve Sosyal Sigortalar Kanununa tabi işçiler veya bunların hak sahipleri tarafından işverenden talep edilecek ve Sosyal Sigortalar Kurumu’nun sağladığı yardımların üstündeki ve dışındaki tazminat talepleri ile yine aynı Kurum tarafından işverene karşı iş kazalarından dolayı ikame edilecek rücu davaları sonunda ödenecek tazminat miktarlarını, poliçede yazılı meblağlara kadar temin eder. Sigortacı ayrıca bu sigorta ile ilgili olarak bir dava açılması halinde hükmolunan mahkeme masrafları ile avukatlık ücretlerini ödemekle yükümlüdür. Şu kadar ki, hükmolunan tazminat sigorta bedelini geçerse sigortacı, avukatlık ücreti dahil dava masraflarına, ancak sigorta bedeli nisbetinde iştirak eder.” Maddede de görüldüğü gibi sigorta kapsamına sınırlamalar getirilmiştir. İşveren sorumluluk sigortasının kapsamı, iş kazası sonucu SGK’nın sağladığı yardımların üstündeki ve dışındaki tazminat talepleri ile SGK’nın rücu etmesi sonucu talep edilen tazminat miktarı ve dava masrafları ile avukatlık ücretidir.
Riziko, genel olarak ilerde gerçekleşmesi muhtemel ve zarar veya başkaca uygun olmayan bir hal doğuran, geleceğe ait bir olaydır. İşveren sorumluluk sigortasında riziko ise iş kazası sonucu SGK’nın sağladığı yardımları aşan bir zararın bulunması ve bu zararın tazminin işverenden talep edilmesi ile SGK’nın işçi veya işçinin hak sahiplerine ödeme yaptıktan sonra işverene rücu etme ihtimalidir. Hemen belirtmek gerekir ki, meslek hastalıkları sonucunda ortaya çıkan tazminat talepleri ile manevi tazminat talepleri, işveren sorumluluk sigortasının teminat kapsamına kural olarak girmemektedir. Bunlar, genel şartların 2. maddesine göre, sözleşmede ayrıca belirtilmek suretiyle teminat kapsamına dahil edilebilirler.
İş kazası veya meslek hastalığında işçinin zararı prensip itibariyle Sosyal Sigorta ödenek ve yardımları ile karşılanmak gerekir. Fakat Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, işçinin bütün zararının sosyal sigorta ödenek ve yardımı ile karşılanmasına imkan vermemekte, çok kere işçinin sosyal sigorta ile karşılanmayan zararı kalmaktadır. Genel şartlarda belirtildiği üzere “Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sağladığı yardımların üstündeki” tazminat miktarı teminat kapsamındadır. TTK’nın sorumluluk sigortalarına ilişkin 1484. maddesi de aynı yöndedir. TTK. m. 1484’e göre “Zarar, sosyal güvenlik kurumları tarafından karşılandığı ölçüde sigortacının sorumluluğu sona erer.”
İşveren sorumluluk sigortası da, iş kazası nedeniyle ortaya çıkan tüm zararları kayıtsız şartsız karşılamamaktadır. Bu itibarla, bu sigortaya rağmen, Sosyal Sigortalar Kurumu’nun işverenden aldığı primler karşılığında iş kazalarından dolayı hak sahiplerine karşı olan sorumluluğu devam etmektedir. Bu kapsamda, iş kazası nedeniyle doğan zararlardan, ilk veya son olarak SGK üzerinde kalması gerekenler, İşveren Sorumluluk Sigortası teminatı kapsamında değildir.
Sigorta edilen sorumluluk, iş kazası nedeniyle, işçi ve onun hak sahipleri tarafından talep edilecek tazminatların nihai olarak işveren üzerinde kalacak olan kısmıdır. İşverenin işçiye karşı sorumluluğu, işçinin sosyal sigorta tarafından karşılanmayan zararlarına münhasırdır.
İşveren Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre sigorta teminatı kapsamındaki ikinci hal, SGK tarafından işverene karşı iş kazalarından dolayı açılan rücu davaları sonunda ödenecek tazminattır. SGK’nın işverene rücu etmesinin şartları Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 21. maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin 1.fıkrasına göre, iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. 21. maddenin 2. fıkrasına göre ise, iş kazası veya meslek hastalığı, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücu edilir.
Maddede de görüldüğü üzere SGK’nın işverene rücu edebilmesi için iş kazasının, işverenin kastı ya da iş güvenliği mevzuatına aykırı bir halin bulunması gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, işverenin kasıtlı davranışı sonucu meydana gelen iş kazasından doğan sorumluluk, genel şartlara göre sigorta teminatının kapsamına dahil değildir (İSSGŞ m. 3/a). Aynı şekilde emredici olarak düzenlenmiş TTK. 1429 hükmüne göre de “Sigorta ettiren, sigortalı ve tazminat ödenmesini sağlamak amacıyla bunların hukuken fiillerinden sorumlu oldukları kişiler, rizikonun gerçekleşmesine kasten sebep oldukları takdirde, sigortacı tazminat borcundan kurtulur ve aldığı primleri geri vermez.” Yine sorumluluk sigortalarına ilişkin kasten neden olma başlıklı 1477. maddeye göre: “Sigortacı, sigortalının, sorumluluk konusu olayı kasten gerçekleştirmesinden doğan zararlardan sorumlu olmaz.” Kurumun rücu hakkı, miktar bakımından, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı ile sınırlıdır. Kurum tarafından bu kapsam dışında yapılan yardımlar işverene rücu edilemeyeceğinden, iş kazasının meydana geliş şeklinin araştırılması ile ilgili müfettiş ve araştırma giderleri gibi masraflar işverenden talep edilemeyecek, dolayısıyla sigortanın kapsamı dışında olacaktır.
İşveren Sorumluluk Sigortası Genel Şartları m. 1’e göre, sigortacı ayrıca, bu sigorta ile ilgili olarak bir dava açılması halinde hükmolunan mahkeme masrafları ile avukatlık ücretlerini de ödemekle yükümlüdür. Şu kadar ki, hükmolunan tazminat sigorta bedelini geçerse sigortacı, avukatlık ücreti dahil dava masraflarına, ancak sigorta bedeli nisbetinde iştirak eder.
TTK’nın sorumluluk sigortalarına ilişkin hükümleri arasında yer alan “Hukuki Koruma” başlıklı 1474. maddesine göre de, “ (1) Sigortalı aleyhine bir istem ileri sürüldüğünde, isteme ilişkin makul giderler sigortacı tarafından karşılanır; sigorta bedelini aşan giderlerin ödenebilmesi için sözleşmede hüküm bulunmalıdır. (2) Sigortacı, sigortalının istemi üzerine, giderler için avans vermek zorundadır.” Kanun gerekçesine göre bu madde ile getirilen düzenleme, mal sigortalarında söz konusu olan zararı önleme
azaltma yükümlülüğünün bir anlamda sorumluluk sigortalarındaki uzantısıdır. Zira sigortalının kendi haklarını korumak için yapmış olduğu girişimler sigortacının ödeyeceği tazminat miktarına da etki edecektir. Bu nedenle yapılan masrafların sigorta teminatı içinde olduğu kabul edilmiştir. Ancak, mal sigortalarındaki zararı önleme ve azaltma yükümlülüğünden farklı olarak, yapılan masrafların sigorta teminatını aşması halinde karşılanabilmesi sözleşmede hüküm bulunmasına bağlanmıştır. Zira hakkı koruyucu işlemlerden doğan masraflar büyük meblağlara ulaşabilmektedir. Kanun gereği bu masrafların doğrudan doğruya sigortacıya yükletilmesi ise, sigortacıyı önceden sınırlarını tahmin edemediği bir teminatla karşı karşıya bırakmak demektir. Doğal olarak bu durum da prim hesaplamalarında zorluklara neden olur.
TTK. m. 1474 gereği karşılanacak bu giderlerin mâkul, yani kabul edilebilir miktarda olması da aynı düzenlemenin gereğidir. Sigortacı bu konuda yapılan aşırı ve gereksiz giderleri karşılamakla yükümlü değildir.
İşveren Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın 2. maddesinde aksine sözleşme yoksa sigorta teminatının dışında kalan haller sayılmıştır. Yani maddede sayılan haller kural olarak teminat dışındadır fakat bunlar sigortacı ile sigorta ettirenin anlaşması sonucu teminat kapsamına alınabilirler.
İşveren Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın 2. maddesine göre, aksine sözleşme yoksa teminat kapsamı dışında kalan haller şunlardır:
– İşçilerin, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere toplu olarak getirilip götürülmeleri sırasında,
– İşçilerin, işveren tarafından görev ile başka bir yere gönderilmesi yüzünden asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda meydana gelen iş kazaları,
– Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışında meydana gelen iş kazaları,
– Meslek hastalıkları sonucunda vaki olacak tazminat talepleri,
– Manevi tazminat talepleri.
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu m. 13/1, c ve e bendine göre, bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda ve sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında meydana gelen kazalar da iş kazası sayılmasına rağmen, bu kazalardan doğan sorumluluk işveren sorumluluk sigortasının normal kapsamına alınmamıştır. Bu şekilde meydana gelecek iş kazasının da işveren sorumluluk sigortası kapsamına alınması için sözleşmede bunun kararlaştırılması gerekir.
Mağdura manevi tazminat olarak ödenen para; onun parasal bir zararını karşılamayıp, sadece bu paranın mağdurun duyduğu acı, elem ve ızdırabı telafi edeceği düşünülür. Bir çok halde, mağdura ödenen paranın, onun gerçek zararını karşılayıp karşılamadığını tespit etmek de imkansızdır. Ayrıca her ne kadar kanunda bazı kriterler sevkedilmişse de; yargısal değerlendirmelerde en fazla sübjektiflik, manevi tazminat taleplerinde yaşanır. Bu sebeplerle manevi tazminat talepleri bakımından
risk hesabı yapmada çeşitli güçlükler bulunmaktadır. Bu yüzden de her sigortacının manevi tazminat talepleri için sigorta himayesi vermeyi tercih etmeyeceği düşünülmüş ve genel şartlarda aksi kararlaştırılmadıkça sigortacının manevi tazminat taleplerinden sorumlu olmayacağı hükme bağlanmıştır.
Bu sınırlamaların bazılarının geçerli olmasını istemeyen sigorta ettirenlerin mutlaka sigortacıyla yapılan görüşmede bunu yerine getirecek şekilde poliçenin düzenlenmesini sağlaması gerekir. Aksi taktirde, sigortacının sorumluluğu genel şartlardaki bu sınırlamalar dikkate alınarak tayin edilir.